Folklor Kurumu’nun 54. Yıl Bildirgesi

2459

Millet olma vasfının en esaslı unsuru milli kültürdür. Milli kültürün en özlü şeklini de, o milletin folkloru temsil eder. Halkın değer yargıları zamana, coğrafyaya ve koşullara göre sürekli değişim gösterir. Bu değişim nedeniyle folklor ürünleri de sürekli değişir. Yani statik değil, dinamiktirler.

Bu açıklamalar ışığında Folklor Kurumu’nun görüşü olarak folkloru tarif edelim:

“Folklor, tarih boyunca, aşamalar halinde, evrimleşen, etkileşen, değişen halkın yaşamını, maddi ve manevi yönden inceleyen, kendi yöntemleri içinde genel konu ve kurallara varmak isteyen bir bilim dalıdır.”

Folklor bir bilim dalı olduğuna göre, o toplumu teşkil eden kişilerin, kurumların bu konu ile ilgilenmesi gerekir. Ülkemizde Türkiye Cumhuriyetinden önce de, Türkiye Cumhuriyetinden sonra da konu ile ilgilenilmiştir.

Ancak Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuna kadar olan Türk folkloru ile ilgili çalışmalar kişisel ve dağınıktır.

Cumhuriyetin ilk yıllarında devlet folklorcuyu kısmen de olsa desteklemiştir. Özellikle Atatürk’ün direktifleri ile 1932 den itibaren kurulan Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, Halk Evleri, derleme çalışmaları yaparak folklorik ürünleri toplamış ve arşivlemiştir. 1939’dan sonra Köy Enstitüleri de bu çalışmalara katılmıştır.                                                        Yüzlerce sayfalık bu derlemelerin geniş bir bilim kadrosuyla resmi bir kuruluşta ele alınıp inceleme, tasnif ve sentezinin yapılması gerekiyordu. Bu durum karşısında folklorla ilişkili herkes bu boşluğu hisseder ve görür hale gelmişti.

Bu dönemde yapılan derleme çalışmaları dağınık ve metotsuz çalışmalardı. Çalışmalar ilk kez Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde Prof. Dr. Pertev Naili BORATAV’ın öncülüğünde sistematik bir mecraya oturtulmaya başlanılmıştır. Ancak bu çalışmalardan rahatsızlık duyan bazı kesimlerin baskısı ile Pertev Naili BORATAV üniversiteden uzaklaştırılmış ve çalışmalar durdurulmuştur. 1950 seçimlerinden sonra da Halk Evleri ve Köy Enstitüleri kapatıldığından arşiv çalışmaları da sekteye uğramıştır.

Toplumsal gelişimde tarihi geriye götürmek mümkün olmadığından konuya özellikle halk oyunları ve halk müziği açısından üniversite gençleri sahip çıkmışlardır. Türkiye Milli Talebe Federasyonu, Milli Türk Talebe Birliği, İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği, Robert Kolej gibi bünyesinde gençleri barındıran kuruluşlar, dar bütçelerle bu çalışmaları bir süre yürütmüşlerdir.

Bu kuruluşlar folklora kendi kurumlarının ana gayesinin altında, bir yan hedef gözüyle bakmaktadırlar. O nedenle idari istikrarsızlıklar doğmakta ve çalışmalar sekteye uğramaktadır.

Oysa folklor konusunun ciddiye alınması gerekiyordu. Çünkü konu ile ilgilenen tüm kuruluşların folklora ayırdıkları mali ve idari kapasite sınırlı kalmaktaydı. Bu nedenle mutlaka bir Folklor Enstitüsü kurulması şarttı. Bu kuruluşların hiç birinde de Türk Folklor Enstitüsü kurulması hususunda bir çalışma yoktu.

Türkiye Milli Talebe Federasyonu bünyesinde çalışmalarını yürüten folklor komisyonu elemanları bu gerçeklerin ışığında şu karara varıyorlar: Federasyon dışında yalnız folklor mevzu ile uğraşacak, Türk Folklor Enstitüsü’nün kuruluşunu hazırlayacak olan yeni bir oluşuma gidilmelidir. Bu oluşumda; “Türk folklorunu akademik bir çalışmayla araştırıp, inceleyip tespit edecek; bu araştırmalarda elde edeceği bilgi ve dokümanlardan kuracağı, arşiv, kütüphane, müze ile onu bir bilim halinde halkın istifadesine sunacak; yetiştireceği kıymetli elemanlardan kuracağı icra toplulukları, yayınlayacağı kitap, mecmua vasıtasıyla onu bütün dünyaya tanıtacak olan Türk Folklor Enstitüsünün kurulması şarttır.” Diyorlardı.

3-5 kişi ile başlayan ve 40 kişi ile belli tartışma zemininde hedeflerini netleştiren bu gençler 12 Aralık 1964’de kurucu üyeler, Sevgi BABAOĞLU, Rasim CİNİSLİ ve Ferahat GÖKOĞLU imzası ile İstanbul Valiliği’ne müracaat etmişlerdir. Türkiye’de folklor çalışmalarında yeni bir başlangıca onay alınmıştır.Böylece “Yüksek Tahsil Gençliği Türk Folklor Enstitüsü Kurma Derneği”ni kurmayı başarmışlardır.

Aslında ne kadar yazarsak yazalım, o günleri yaşayan, o heyecanı duyan kişiler kadar Yüksek Tahsil Gençliği Türk Folklor Enstitüsü Kurma Derneği’nin kuruluşunu ve gelişme sürecini anlatmamıza imkân yoktur.

O günlerde çabalayanlar, folklora gönül vermiş, ortaya bir sistem, bir düzenli kuruluş koymağa, Anadolu’da ki uçsuz bucaksız folklor hazinesinin talanına ve istismarına mani olmağa azmetmiş, bunu Federasyon ve talebe cemiyetlerinde deneyip, sadece bu işi gaye edinen bir teşkilata sahip olabilmek endişesi duymuş gençlerdi.

Yüksek Tahsil Gençliği Türk Folklor Enstitüsü Kurma Derneği yöneticilerinin 1965 yılı boyunca Ankara’da yaptıkları yoğun çalışmalar sonunda 16.05.1966’da Bakanlık onayı ile Milli Eğitim Bakanlığı, Kültür Müsteşarlığı’na bağlı “Milli Folklor Enstitüsü” kurulmuştur.

Milli Folklor Enstitüsü’nün kurulması ile gayesine ulaşan “Yüksek Tahsil Gençliği Türk Folklor Enstitüsü Kurma Derneği” üyeleri Ankara’daki Enstitüye paralel olarak faaliyet gösterecek yeni bir oluşum için harekete geçerler.

6.11.1966’da o zamanki dernek merkezimiz Hacı Beşir Tekkesi’nde yapılan 2. olağan genel kurulumuzda, daha geliştirilmiş yeni bir tüzükle isim değişikliğine gidilir. Folklora gönül vermiş Kenan ÖZBEL, Eflatun Cem GÜNEY, Ayhan DOĞANÇ, İhsan HINÇER, Cahit ÖZTELLİ, Muhittin GÜVEN ve diğer kurucu üyelerimizin önerileri ile “Türk Folklor Kurumu” olarak faaliyetlerine devam kararı alınır.

Bu tarihten itibaren daha şuurlu, daha sistemli, daha dinamik ve folklorun bütün dallarında faaliyet gösterecek kurumsallaşmış “Türk Folklor Kurumu” doğmuştur.

Türk Folklor Kurumuyla ve amatör bir ruhla kesintiye meydan vermeden çalışmalara devam edilecektir. 2. dönem Genel Başkanımız merhum Sezer GÜVEN’in ifadesi ile “emek gayretimiz, sermaye alın terimiz, kârımız haz ve ruhi tatmin” olacaktır. Maddi kazanç ise derneğin devamını ve inkişafını sağlayacaktır. Bu inkişafın gerek folklor, gerek turizm açısından Türkiye’ye katkısı da göz ardı edilemez.

“Birinci adım” fikir ve çaba olarak ne kadar yüce ise, “ikinci adım” da hamle ve genişleme hacmi olarak çok büyüktü.

Kurumumuz; 1630 sayılı Dernekler Yasası’nın 22.11.1972 tarihinde yeniden değiştirilmesi sonucu, bu yasanın 53. maddesi hükmüne dayanarak tüzük değişikliği kongresini yapmış ve “Folklor Kurumu Derneği” adını almıştır.

Folklor Kurumu Derneği ana tüzüğün amaç maddesinde “Türk folkloru üzerinde araştırma, inceleme ve derleme yapmak, Türk folklorunu tanıtmak için icra grupları meydana getirmek, tanıtma çalışmaları yaparak turizme yardımcı olmak, Türk folklorunu genç nesillere öğretmek, Türk folkloru hakkında ilmi yayınlar yapmak, Kurum’un esas amaçlarıdır.” denilmektedir.

Amaç maddesindeki bu görüşleri gerçekleştirmek için her yıl açtığı kurslarda, halk oyunları ve halk musikisi öğreniminin dışında kursiyerler, folklorun her hangi bir dalında derleme çalışmaları yaparak arşivin zenginleşmesine katkıda bulunmaktadırlar. Bu çalışmalar Basın-Yayın Müdürlüğü’nce yayımlanan Folklor Dergisinde “arşivimizden” başlığı altında yayımlanmaktadır.

Folklor Kurumu, kurulduğu 1964 yılından beri gerek yurt içinde gerek yurt dışında sayısız ödüller almıştır. 54 yıldır katıldığı yurt dışı festivallerde belli yörelerin halk oyunları ekipleri ile çoğu kez birincilik ödülünü arşivlerine taşımıştır. Şu anda bu ödülleri teşhir ettiği tüm alanlar dolmuştur.

            Yüksek Tahsil Gençliği Türk Folklor Enstitüsü Kurma Derneği, Türk Folklor Kurumu ve Folklor Kurumu Derneğinin bu gün yurdun dört bir yanına dağılmış binlerce üyesi bulunmaktadır. Bu üyeleri vasıtasıyla 54 yıldır sürdürdüğü onurlu ve olumlu çalışmaları neticesinde Türk kültürüne ve Türk turizmine önemli katkılarda bulunmuştur.

Bu üyeler gittikleri yurt köşelerinde Türk Folklor Kurumu’ndan aldıkları disiplin ile folklorun herhangi bir kolunda çalışmalarını sürdürmektedirler.

Ayrıca 1966’da Hacı Beşir Tekkesi’nde başlanılan, Sait Halim Paşa Yalısı, Rumeli Hisarı, Gülhane Parkı, Taşlık Maksim Müzikholü’nde devam edilen turist matineleri ile Türk turizminin gelişmesine ve tanıtma çalışmalarına katkıda bulunulmuştur.

Yurt dışı festivalleri ülkemizin tanıtımı kadar üyelerimizin de görgü, bilgi ve kıyaslama yapmaları açısından çok önemlidir. Her yurt dışı festivalinden üyelerimiz unutulmayan anılarla dönmüştür.

Halk Oyunları ve halk müziği İcra Grupları, yurt içi ve yurt dışında katıldığı festival ve özel programlarda daima göz doldurmuş, birçok başarıya imza atmışlardır. Halk oyunları icra grubumuz bugüne kadar kırkın üzerinde yöre oyunumuzu programına almıştır. Bu oyunlar hep bölgesinden gelmiş yöre hocaları kanalıyla en doğru ve otantik şekilde öğretilmiştir. Sahne düzenlemeleri de hep yöre hocaları kanalıyla, oyunlarda figür, estetik, ritim bozulmadan uygulanmıştır.

Halk Müziği Grubumuz Mehmet ÖZBEK, Sadi Yaver ATAMAN, Arif SAĞ, Ömer ŞAN v.d. gibi halk müziği alanında ün yapmış hocaların nezaretinde çalışmalarını sürdürmüştür. İçeride ve dışarıda verdiği konserler daima beğeni toplamıştır.

Derleme Araştırma Grubumuz da Ayhan DOĞANÇ hocamızın nezaretinde ve dernek kapasitesinin üstünde bir çalışma ile ilk sistemli folklor arşivini kurmuştur. Maddi ve manevi Türk ve dünya folklor ürünlerini derleyip arşivlemekte ve bilim adamlarının yararlanmalarına sunmaktadır. Alanında 2.000’in üzerinde kitabıyla kayda değer bir de kütüphanesi bulunmaktadır.

Kurumumuz; Eminönü Belediye Başkanlığı ile birlikte düzenlediği, 1995 yılında başlanılan ve 1998 yılına kadar sürdürülen “Uluslararası Sultanahmet Folklor Festivali”nde büyük deneyimler kazanmıştır. 2000 yılında bu deneyimlerin verdiği cesaretle Büyükçekmece Belediye Başkanlığı ile birlikte festival yapmaya karar verilmiştir. İlki 2000 yılında düzenlenen Büyükçekmece “Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali” ‘nin önümüzdeki yıl 20.cisi düzenlenecektir.

Şurası bir gerçek ki Folklor Kurumu yılların verdiği deneyimlerle artık uluslararası festivalleri rahatlıkla düzenleyebileceğini “Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali” ile bir kez daha kanıtlamıştır.

1964 yılında kurulan ve 54 yıllık köklü bir geçmişe sahip olan Folklor Kurumu, Türk folklorunu genç nesillere öğretmek ve bilimsel yayınlar yapmak amacı ile kurulduğu gündeki hedeflerinden taviz vermeden, ilk günkü heyecanla bu gün yine karşınızdadır.

Bir bayrak yarışında, elindeki bayrağı bir sonraki yarışçıya devredecek olan bir koşuya benzetiyoruz kendimizi. Mesafeyi daha hızlı koşmak değil amacımız… Bayrağı bir sonraki yarışçıya devrederken geride iyi bir şeyler yapabilmiş olmanın kıvancını yaşamak ve yüreğimizdeki halk kültürü sevdasını nakış nakış yüreklerinize işlemektir amacımız.

Kimler koştu bu kulvarda 54 yıl boyunca? Her birinin adını anmak çok güç tabii… Ama yürekten teşekkürlerimizi sunmak boynumuzun borcudur diyor ve çok teşekkür ediyoruz her birine.

Bugün 54 yıllık sürecin bizi getirdiği bu noktada, amatör bir dernek için elde edilmesi çok zor olan başarılarımızı, gelecekteki hedeflerimizi ve bu hedefleri gerçekleştirmekteki kararlılığımızı sunmak ve kültürümüze sahip çıkmak için çıktığımız bu yolda sizlerin de vereceği destekle beraber adım atmak istiyoruz geleceğe…

Hepinize saygılar sunuyor, nice yıllara diyoruz.

 

YÖNETİM KURULU